HOME | DD | Gallery | Favourites | RSS
| lunchtogether
lunchtogether
♂️
[1874616]
[2005-09-05 17:49:52 +0000 UTC]
"CLOSDER"
(Turkey)
# Statistics
Favourites: 4; Deviations: 15; Watchers: 22
Watching: 47; Pageviews: 9416; Comments Made: 605; Friends: 47
# Interests
Favorite visual artist: HattapFavorite movies: Titanic,Piyanist,Super Troopers
Favorite bands / musical artists: Amy Lee
Favorite games: Call of duty,Splinter Cell,GTA SUN UND
Other Interests: Namaz,Music,Cihat,Buz Hokeyi,Tevekkül,ek$i sözlük,gezmek tozmak falan
# About me
Current Residence: Derince /keser sapi güzergahı /TURKEYFavourite genre of music: Photomanipulation
Favourite photographer: Photomanipulation
Operating System: Xp
MP3 player of choice: WinAmp,Classic Player
Wallpaper of choice: House
# Comments
Comments: 138
Vay yavru, olmayan ülkenin olmayan insanları hepinize selamlar! De jure durumu dahi olmayan filistinli olmak veya filistinlileri savunmak nasıl bir duygu?... Siz filistinliler israil'de istenmiyorsunuz! gidin bu ülkeden!
- Kim alır ki cahil ve terörist filistinlileri ülkesine ? kim onlara kimlik verir ki ? Filistinlilerin soydaşları olan zengi arapların dahi onlara sahip çıkmadığı bir durumda.. ürdün, suriye, lübnan gibi komşu ülkelerin dahi onlara kimlik vermediği bir durumda... Sana ne oluyor ?!
👍: 0 ⏩: 0
vatansız, soysuz, bayraksız, kimliksiz filistinliler!
👍: 0 ⏩: 0
filistin diye bir mağara yok boşu boşuna hayal kurma yaşasın israil
hamas, El-Fetih vb daha binlerce filistin örgütü israil, amerika ve avrupa'nin terör örgütleri listesinde aynısını onlar için de söylesene
👍: 0 ⏩: 0
yeni adresim >> niluferdurna.deviantart. com ; )
👍: 0 ⏩: 0
KIRMIZI ARABA
Süleyman kara bıyıklı bir işçidir
Ve bu kara bıyıklı Süleyman'ın hikayesidir
İş bulduğu günlerde evine dik dönmekte
Ve götürdüğü ekmeği yemektedir
Karısı Neriman ve oğlu Cevahir'le birlikte
Ne kadar zalim esse de rüzgar
Ne kadar belini bükse de ekmek parası
Aslan gibi bir adamdır işçi Süleyman
Onun Cevahir’i vardır
Cevahir altı yaşındadır
Çünkü gözleri çakmak çakmaktır
Çünkü Süleyman’a bir başka bakmaktadır
Bir pazar sabahı
Tutar babası Süleyman; Cevahir'in elinden
Ve yanında kader yoldaşı karısı Neriman
Çıkarlar gezmeye İstanbul’u inadına
Bir yol düşünür Süleyman
Ulan bu bahtı kapalı kentte
Yürümek de parayla değildir elbette
Üstelik Neriman’a hanidir istediği o naylon terlikle
Canından özgü Cevahirine
Bir gazozla bir simidi alabilecek kadar
Para da vardır cepte
Yürürler İstanbul şehrinin kalbine
Önce Nerimanın naylon terliği alınır bir seyyardan
Sonra da beğenirler simidin en hasosunu umutları Cevahir’e
Anlatır işçi baba Süleyman
İş ararken adım adım arşınladığı sokakları
Bak Cevahir işte şu Yeni Cami
Hem cami hem güvercinlerinin bakması nasılsa bedavadır
Bak Cevahir şu dumanı tütenler vapur
Şu çığlık çığlığa ağıt yakanlar martılardır
Hem vapurun dumanı hem vapurun düdüğü de bedavadır
Bak Cevahir şu uzakta görünen de köprüdür
Geçmesi değilse de onun da bakması bedavadır
O pazar günü
Kara bıyıklı işçi Süleyman
Karısı can yoldaşı Neriman
Ve gözleri çakmak çakmak olan oğulları Cevahir
Gezerler İstanbul şehrini böyle bedavadan
Ve birden mumun alevi söner
İstanbul’un yalanı biter
Nasıl olur bilinmez takılır Cevahir’in gözü
Bir oyuncakçı vitrininde
Pırıl pırıl yanan kırmızı oyuncak arabaya
Döner karabıyıklı dağ gibi babası Süleyman’a
Bana şu kırmızı arabayı alsana baba
Alsana be Süleyman
Canına can parçana
Bir oyuncak araba almayacaksan eğer
Yuh olsun sana
Nasıl olsa babası onu çok sevmektedir
İşin belası küçük Cevahir bunu bal gibi bilmektedir
Bir vitrindeki kırmızı arabaya bakar Süleyman
Bir karısı Neriman’a
Sonra takılır gözleri Cevahirin gözlerindeki umuda inadına
Ulan alt tarafı bir oyuncak araba
Dünya yansa yorganın yok içinde Süleyman
Alem çökse üstüne hayıfın çok Süleyman
Bakarsın cepteki son gazoz parasına
Cevahir’in o kocaman umuduna
Yakışır şu kırmızı araba
Bırakır karısı Neriman’la Cevahir’i dışarda
Girer iflah etmez bir umutla dükkana
Sorar dağ gibi Süleyman
Usta şu vitrindeki nazlı gelin
Şu zalımın ışıltısı
Şu bahtımın kara yıldızı
Şu İstanbul ağrısı
Şu Cevahir’in çakmak çakmak gözleri
Şu kırmızı araba kaç para
Bir Süleyman’a bakar adam bir arabaya
Çok para der hemşerim yani çok para
Süleyman cebinde bir gazoz parası
Yıkılmış bir dağ artığı
Bir tufan sonrası perişanlığı
Döner kapıya çıkmak için dışarı
Oğlu Cevahir
Kırmızı arabayla getirecek
Babasını beklemektedir
Nasıl olsa babası ordan
O kırmızı arabayla çıkacaktır
Nasıl olsa
Kara bıyıklı dağ gibi
İşçi Süleyman babasıdır
Yani Cevahir’in gözünde o
Dünyanın en güçlü
Dünyanın en zengin
Dünyanın en büyük adamıdır
Süleyman
Ama Süleyman
Eli boş çıkar dükkandan
Sorar Cevahir hani baba
Hani kırmızı araba
Sorar hesabı bulutlar dağa
Nasıl desin Süleyman
Nasıl desin adam yüreği
Ben onu sana alamadım
Benim ona param yetmedi diye
Başlar ağlamaya Cevahir
Başlar bulutlar ağlamaya
Yanar yerin yedi arzı
Ve güvercinlerin kalbi başlar kanamaya
Ulan istanbul yanar içine Süleyman’ın
Sorar Cevahir Hani baba hani kırmızı araba
Martıları gösterir Süleyman
Bak ne güzel uçuyor Cevahir martılar havada
Boş ver kırmızı arabayı Baksana martılara
Bakmaz martılara Cevahir Bakar yangın gibi arabaya
Ama bak der Süleyman
Ne güzel uçuyor martılar havada
Cevahir bir çocuktur küçük yüreğinde yer çoktur
Takılır gözü martılara
Gözünden sel olup akan kan rengi yaşlarını siler
Evet der ne güzel uçuyor martılar havada
Ve unutur gider Cevahir kırmızı arabayı
Unutur gider dalar gözleri martılara
Cevahir unutur unutmasına ya Kara bıyıklı dağ gibi işçi baba Süleyman
Ömrü boyunca unutmaz o kırmızı arabayı
Her gece döşeğine yattığında
Uyumak için gözlerini kapadığında Demir lokma gibi
Bir kırmızı araba takılır durur kursağına
Bütün ömrü boyunca
İşte bu
Kara bıyıklı Süleyman’ın hikayesidir
Ve herkesin bir yerine
Birgün bir Süleyman acısı değmiştir
👍: 0 ⏩: 0
IŞIK
Gece… Her yer karanlık. Yıldızlar birbirine küsmüş, ay yerinde yok. Kainatın dili tutulu. Geçemeyeceğim galiba hayat denen bu okulu.
Gece… Etrafta kimsecikler yok. Sessizliğin çığlıkları kulaklarımı sağır ediyor.Beklemek mi daha iyi, yoksa yürümek mi?Haykırmak mı yerinde olurdu, yoksa sessiz kalmak mı?Bekleyeyim en iyisi ama neden! Ya da yürüsem mi acaba? Ama nereye?Zihnim bana oyun oynuyor.Nasıl oldu da karanlıklara mahkum oldum aniden ve nasıl oldu da bu acı saplandı yüreğime birden.Alnımdan boşalan soğuk terler çenemle buluştu.Bir şey söylemek çok zor sadece sessizlik konuştu.Gözlerimi kapatsam aynı,açsam aynı.Etraf alabildiğine karanlık.Ayaklarım hiç olmadığı kadar yorgun,konuşmayı çok sevmeme rağmen dilim dahi durgun.Yok mu beni kurtaracak, yok mu bu karanlıkları yakacak?Korkuyorum artık ne olur biri tutsun elimden,bir insan bu kadar çaresiz olur mu,utanıyorum kendimden…Havanın rengi değişti, neden?Ve neden mavi değil gökyüzü?Tek tanıdık yüz,etrafımı çevreleyen duaların umutla birleştirdiği bedenimin çaresiz kıvranışları.
İleride karanlığın içinde bir kıvranış var sanki! Bir ışık süzmesi yavaşça ve büyüyerek bana doğru yaklaşıyor.Evet, biri geliyor olmalı.O elindeki ne acaba.Karanlıklara yalnız başına meydan okuyan bu adam kim?Elindeki ışığıyla arkasına topladığı bu kalabalıkta ne!Beni de alır mı acaba yanına, beni de alır mı istersem o kutlu ışığın altına.Bu bildiğimiz ışıklara hiç benzemiyor.Bir mum olsa ancak etrafını aydınlatır,bir fener olsa belki birkaç kişiyi…Hatta Ay dahi olsa sadece dünyanın yarısını.Belli ki bu başka bir şey .Sanki dünya dümdüz ve elindeki ışık ile bütün karanlıklar gündüz.Almak isteyene de istemeyene de kendini zorla satıyor.Galiba bu ışık kaynağı kendini böyle yaşatıyor.Zaten kim almak istemez ki bu sevdayı, kim duymak istemez ki bu kutlu sedayı?
Önce bakamıyor insan gözleri kamaşıyor.Biraz sonra gözlerde,gönüllerde teslim ediyor kendini.Çünkü bir insan bu denli aşamaz bendini.Yavaşça kafamı aşağıya ayaklarıma doğru çeviriyorum.Daha yeni anlıyorum taşların bu kadar sert olduğunu.Demek ki geç anlıyor ya da biri ona anlatıyor insan olduğunu…
Peki bu adam kim?Kim bu dayanılmaz ve muhteşem insan, elindeki ışığıyla karanlıklara savaş açan bu yalnız asker kim?Karanlığın yırtıcı ve boğucu gölgesinde can vermekte iken her şey, bu sessiz çığlığın,bu sessiz ışığın sahibi kim?Taşıdığından belli,bir ses var onda bir nida var mutluluktan, taşıyabildiğine göre o daha da büyük olmalı ışıktan.
İyice yaklaştı artık.Sıcaklığı ve parlaklığı saç diplerimden beynimi çekiyor,ellerim kelepçeli bedenim istemeden titriyor.Uyanıyor kainat yavaş yavaş ayaklarımda, nedenini bilmediğim bir acı var şimdi şakaklarımda.Dokunmak istiyorum doyasıya,sarmak ve de koklamak.Sadece ışığı değil sahibini de tanımak…Galiba birde teşekkür etmeliyim.Beni bu olmazdan ,beni bu çıkmazdan çıkardığı, karanlıkları tek başına yaktığı için.Tam dokunacağım,çok yaklaştım,az kaldı…
Kapının zili çalıyor birden ve ben uyanıyorum aniden.Zorda olsa bedenimi kaldırıyorum yattığı yerden.Kapıyı yavaşça aralıyorum, karşımda hayatıma yön veren hoçam.
Elinde ışık gibi beyaz mı beyaz bir kitap.İşte bu olsa gerek matematiğin yapamadığı tek hesap…
👍: 0 ⏩: 0
ÖĞRETMENİM
Öğretmenim gün senin günün
Hep doğrudan yanadır senin gönlün
Sen bize anlattıkça doğruları
Çözüyorum hayatımdaki bütün sorunları
Hayatı biraz da sen öğrettin bana
Nasıl ödeyeceğim hakkını sana
Şunları sen söylemiştin bana
Hayatında yer verme yalana
Senin görevin kutsallığı çok fazla
Demiştin hep öğren,yetinme azla
Belki de bize büyük bir ödülsün
Gün senin öğretmenim yüzün gülsün
Öğretmenin değeri bilinmiyor bu yerde
İlim öğretene saygı kalmadı
Her öğrenci başka alemde
Bırakın gülsün öğretmenim bari bu günde
1/H Özcan BİRİNCİ
👍: 0 ⏩: 0
TEŞEKKÜR GÜNÜ
Bugün senin günün öğretmenim
Senin sevinç dolacağın gün.
Belki bir hediye
Belki bir tebessüm
Tek tek toplayacağın gün
Sevginle büyüttün öğrencilerini.
Öğrettin onlara düşünmeyi,sevmeyi,bilmeyi
Bazen kızdın,üzdün
Ama her zaman onları düşündün.
Bak elini öpüyorlar öğretmenim
Sana teşekkür ediyorlar
Seni bir anne,bir baba biliyorlar
Ve onlar kadar düşünüyorlar
Çünkü seni çok seviyorlar öğretmenim…
1/G Ali KARA
👍: 0 ⏩: 0
Amerika'da yasayan bir çocuğun istediği bir oyuncağı alabilmesi için
100 dolara ihtiyacı olur. bu 100 dolara sahip olabilmek için günlerce, gecelerce dua eder. Sonunda, sahip olamayınca da tanrıya mektup yazmaya karar verir. Amerikan posta idaresi, üstünde yazılı adres olarak sadece "tanrı, abd" olan mektubu başkana vermeye karar verir.
Başkan mektubu alınca çok hoşlanır, çok duygulanır fakat 100 doların küçük bir çocuk için fazla olduğunu düşündüğü için; 100 dolar yerine 5 dolar koyar. Çocuk gerçekten de 5 dolara sahip olmakla tatmin olur ve tanrıya teşekkür mektubu yazmaya koyulur:
— sevgili tanrım, parayı yolladığın için teşekkürler. Ama mektubu beyaz saray üzerinden yollamışsın ve tabii her zamanki gibi oradaki de 95 dolarını kesip silah almış olmalı. Bana 5 dolar ulaştı. Yine de teşekkürler.
👍: 0 ⏩: 0
ahaha komutan hattabı favori artist olarak yazmışın ya helal olsun
👍: 0 ⏩: 0
suppper ya bende cihatla ilgileniyorum... cihat ne demekti?? senin inandiklarina inanmayanlari oldurmekle alakali bisey olsa gerek dimiiii????? eeee bu baglamda piyanisti neden sevdigini anlamak zor degil.... sevgiyle kal hayirli cihatlar sana..
👍: 0 ⏩: 1
cihadın ne olduğunu algılayabilecek birisi olduğunu sanmıyorum, o yüzden sağa sola *ok atmasan iyi olur, sevgiyle kal, sana da hayırlı cihatlar
👍: 0 ⏩: 0
Senin bu siteye yolladigin hersey sagdan soldan asirma seyler olmak zorunda mi?
👍: 0 ⏩: 0
hocam senin kedi sevdani dergi kapagi yaptim
[link]
cok saol kullanima izin verdigin için...
👍: 0 ⏩: 0
wow thanks alot for the watch man, i love your gallery its so good !
im gonna watch ya back ^^
salam
👍: 0 ⏩: 0
you've got the smartest gallery i've seen so far here .. i just adore it 
👍: 0 ⏩: 0
watch için teşekür ederim 
👍: 0 ⏩: 0
Thank you for the watch!
👍: 0 ⏩: 0
Greetings to you too, my brother! Thank you for stopping by!
👍: 0 ⏩: 0
it's an honor to know you ..
👍: 0 ⏩: 0
| Next =>